|
GÜLMECE
Terekemeye askerde, komutan paraşütle atlama dersi veriyor. Birinci pimi çekersin, açılmasa ikinci pimi çekersin oda açılmasa emniyet pimini çekersin o açılır aşağıda jip bekliyor biner gelirsin.
Bizimki birinciyi çeker açılmaz, ikinciyi çeker açılmaz, emniyeti çeker açılmaz.. kendi kendine söylenmeye başlar.
''''Allah Allah bu komutanın heş bir sözü doğru çığmadı, aşşağıda cipde yoğsa yandım.
Mühendis Fikrasi
Yakın zamanların birinde Kayseri`de Amerikalıların yardımı ile karayolu
çalışmaları yapılıyormuş. Bölgeye yakın bir köyde de köylüler bir patika
yolu yapıyorlarmış. Bunun için bir eşeği tepeye doğru kovalayıp onun geçtiği
yeri sertleştirerek yolu tamamlıyorlarmış. Malum, hayvan içgüdüsel olarak
hedefe doğru en az yorucu yolu seçer ya!...
Bu köylüler, O sırada orada vazifeli olan bir Amerikalı mühendisin dikkatini
çekmiş.Mühendis olanları merak ederek tercümanı ile yanlarına gitmiş
-'Kolay gelsin, ne yapıyorsunuz burada böyle?'
İçlerinden en uyanık olanı;
-'Yol yapıyoz' diye cevap vermiş.
-'E, bu eşek ne işe yarıyor?'
Köylü genel işlem sırasını şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden
geçeceği ne karar verdiğini söylemiş. Amerikalı mühendis çok ilginç bulduğu
bu fikre yerlere yatmış gülmekten:
-'Eee...Eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz? '
Köylü cevap vermiş:
-'O zaman Amerika`dan mühendis getirtiyoruz! !!'
BİR BARDAK ÇAY OLMAK, OLABİLMEK'
Bir bardak çay deyip geçmeyin aslında birçok gerçeği gösterir hayatımızdan bir kesittir. İsterseniz başlayalım
Çayın Alt Demliği
'KAYNANADIR'
Sürekli Kaynar Durur.
Hatta: Dikkat edilmezse TAŞABİLİR
Üst demlik
' GELİNDİR'
Alt demlik kaynadıkça onunda Hareketi artar.
Ama Zamanla da Olgunlaşır ve Demlenir.......
'GELİNİN KOCASI
ise
Bardaktır. Her iki Çaydanlıktanda da
Yeterince Nasibini Alır.
Biraz Kaynana Doldurur onu; Birazda Gelin...
Bu nedenle de Denge Unsurudur.
Açık yada Demli çayın Hoşa gitmemesi
Bundandır.....
'ÇOCUKLAR'
Çayın Şekeridir. Tat verir.
Çok Şeker Çayın Lezzetini Bozar.
Şekersiz Çaya alışanlara ise
Bir tanesi bile... Fazla Gelir.....
'GÖRÜMCE'
ise
Çay kaşığıdır. Arada Bir gelir; Karıştırıp Gider....
'KAYNATAYA GELİNCE'
oda ' Çay Tabağı'dır.
Çayın Demine, Suyuna Karışmaz;
Bir Kenarda Lök Gibi Oturur.
Sadece Dökülenleri Toplar
ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak; Ara sıra boşaltılması gerekir,
Yoksa Taşıp Her şeyi Berbat edebilir.
'ÇAY SÜZGECİ'
Ailenin Sahip olduğu Değerlerdir.
Aileyi Dış Müdahalelerden Korur.
Delikler Büyük olursa!
Çayın Tadı Kaçar.
Suyu Isıtan
'ATEŞ' ise HOŞGÖRÜDÜR.
O Olmadan Çayda Olmaz.
KISACASI
Bir Bardak Çay 'AİLEDİR' ve
Ağız Tadıyla içilen Bir Bardak çayın
Üstüne Yoktur..
kaynak:internet
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Memleketin birinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyorlarmış.
Usulen idam edilmeden önce de 3 dileğini yerine getiriyorlarmış.
Adamın biri 3 kere camiye gitmemiş ve tabii yakalanmış.
İdam edilmeden önce sormuşlar
İlk dileğin ne?
- Vezirin karısıyla beraber olmak istiyorum!
Vezir "olmaz" dese de padişah "mecbur" demiş ve adam vezirin karısıyla beraber olmuş.
- İkinci dileği olarak padişahın karısıyla beraber olmayı seçmiş.
Bu sefer padişah "hayır"dese de herkes itiraz edince mecbur kalmış.
Son dileğin ne?
Adam, bir vezire, bir padişaha ağzı sulanarak bakmaya başlamış. Aradan 5 dakika geçtikten sonra vezir bakmış durum kötü köt elden gidecek
- Padişahım Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi, diyince
padişah da
- Ne gibisi ! Yanımda kılıyordu ya.! |
HOCA
Eskiden hocalar maaş alamazlarmış, üç hoca bir eve misafir olmuşlar, akşam yemeği hafif yenir.Birisi yatsıdan sonra acıkmış, sayıklama numarası yapmış;
"Kapan geldi üç molla, dosta hediye yolla , yassuluğa helva gele,topar laha" demiş, ev sahibi cevap vermiş;
"Senin dediğin hağdur, o da bizde yoktur. Kavuğunu koltuğuna sığdur.Sayığla dur, sayığla dur"
MERTEK
Ölüm döşeğinde yatan adam çocuklarını çağırarak;
-Ben öldükten sonra mezarımın üzerini eski merteklerle (evlerin üzerini örtmekte kullanılan tahta) örtün der.
Çocukları bunun köylü tarafından hoş karşılanmayacağını ve kendileri için bir ayıp olduğunu söyleseler de adam eğer vasiyetini getirmezlerse hakkını helal etmeyeceğini söyler ve bir müddet sonra ölür. Bunun üzerine çocukları babalarının vasiyetini yerine getirir ve mezarın üzerini eski merteklerle örterler.
Toprağa verilen adamın yanına melekler gelir ve ilk sorgusunu yapacaklarını söylerler. Hazırlıklı olan adam meleklere çıkışarak;
-Bu ne biçim iştir kardeşim, kaç defa hesap vereceğiz.Beni hatırlamıyorsunuz, şu üzerimdeki tahtaları da mı görmüyorsunuz?Diyerek melekleri geri gönderir.
BUJLANMA
Annesi hastalanan adam, oldukça yaşlı olan annesini doktora götürür.Hastasını muayene eden doktor, nineye;
-Şikayetin ne teyze , diye sorunca,
Yaşlı kadın:
-Ayağlarım bujlaniyir oğlum der.
Bu yöresel terimden hiçbir şey anlamayan doktor bu sefer oğluna sorar.Adam
-Yani doktor bey,demek istediki;Ayağlarım gejerleniyir,tikine duramiyirim.
ŞAKA GİBİ
ARDAHANSPOR EKİBİ MADDİ İMKANSIZLIKLAR YÜZÜNDEN İSTANBUL'DA REHİN KALDI
14 futbolcu ve bir Teknik Direktörle 10 Gün önce Ardahan'dan gelerek Beyoğlu Öğretmen Evi'ne yerleşen Ardahan Spor, yiyecek ve yatak ücretini ödeyemeyince, rehin kaldı. Kulüp Başkanı Erkan Şahmar, "Bu durum Ardahan için yüz kızartıcı bir olay, fakat çaresiz kalırsak, futbolcularımı kaçıracağım" dedi. Şahmar, "Kulübümüz, Süper Amatör Ligde lider konumundadır. Ancak, 3. Lige çıkabilmemiz için, bir kaç futbolcuya ve Teknik Direktöre ihtiyacımız var. Bunları temin etmek için hemşerilerimizin yoğun olarak yaşadıkları İstanbul'a gelerek Beyoğlu Öğretmen Evi’ne yerleştik. Futbolcularımızı motife edebilmek içinde Kasımpaşa ve Sarıyer Futbol Kulüpleriyle birer özel maç yaptık. Bir taraftan maçlarımızı yaparken, diğer taraftan da yardım için İş Adamlarımız, Siyasetçilerimiz ve büyüklerimizle irtibat kurarak, kulübümüze yardım için toplantılar yaptık. Bu toplantılarda birçoğu da yardım yapacaklarına söz verdi. Kulübümüzün 3.Lige çıkması için toplam 100 Bin YTL'ye, acil olarak ta 50 Bin YTL'ye ihtiyacımız var. Ama bu güne kadar hiçbir yardım görmediğimiz gibi, Öğretmen Evine yiyecek ve yatacak paramız olan 6.5 Bin YTL'yi dahi ödeyemez duruma düştük. Eğer bu borç ödenmezse, Ardahan için hiç hoş olmayan bir durum ortaya çıkacak. Çünkü Öğretmen evin'de rehin kaldık. Biz bir şekilde buradan gideriz, ama buradan ezilerek, utanarak gitmemiz sanıyorum Ardahan'a yakışmaz. İş Adamlarımız ve büyüklerimizin bize bu yardımı yapacaklarına olan ümidimi halen koruyorum, daha doğrusu korumak istiyorum" diye konuştu. KASIMPAŞA İLE BERABER, SARIYER'E 8-0 YENİK Ardahanspor, geldiği İstanbul'da Kasımpaşa ve Sarıyer'le birer Özel Maç yaptı. Kasımpaşa Sütlücespor Tesislerinde yapılan maçta iyi bir performans sergileyen Ardahanspor, aynı başarıyı Sarıyer karşısında gösteremedi. Sarıyer Belediyespor Tesislerinde yapılan maçta 8-0 yenilen Ardahanspor'un Senagallı Defans oyuncusu Adriaen Theodore, kendi kalesine 4 gol attı. Teknik Direktör Mehmet Kayrım, Kasımpaşa Spor'a karşı iyi bir futbol sergilediklerini, ancak, Sarıyer'e karşı başarısız olunmasındaki nedenin, mali bozukluğun futbolcular üzerinde olumsuz etki yaratmasından kaynaklandığını söyledi. Ama, her şeye rağmen, burada yapılan Özel Maçların, futbolcularım için büyük bir deneyim olduğunu ve bu tespitimizin de önümüzdeki günlerde Ardahan'da yapılacak maçlarda da doğru olduğunu göreceğiz" dedi. Ümit Kılıç/İstanbul
POSOFLU
Posofluya sormuşlar, nerelisin, diye
- Haşa burdan Posofluyum, demiş.
AYNA
Erzurumun Şıhbızın köyünde, o tarihe kadar kimse ayna görmemiştir. Adamın biri, ilk rastladığında, aynayı alıp bakar.
Ardından, aynada gördüğü kişiyi ölen kardeşi zannedip ağlamaya başlar :
- Vay benim zavallı gardaşım, vay benim zavallı gardaşım.
Aynayı koynuna alıp yatar. Hanımı, kocasının aynayla yattığını görünce şüphelenir. adamı uyandırmadan, aynayı alıp bakar. Öfkeden kudurmuştur.
- Vay ! der heyecanla. Herifim, beni bir garıylan aldatır.
Aynayı alıp, köyün şıhına gider. Aynayı göstererek Şıh Efendi, der. Benim
herif beni bir garıylan aldatır. Aha garı da burdadır.
Şıh aynayı alıp, bakar.
- Bacım, bu, bir garıdan ziyade, gavata benziir.
BİR KOLOP YOĞURT
Posof'a yeni gelen kaymakama her yerde oldugu gibi posof'tada hoş geldine gitmek adettir bu adet üzerine, birisi hemen bir kolop yoğurt alir doğru kaymakamin makanmina cikar. Getirdiği yoğurdu buyurun kaymakam bey diye ikram eder.
Kaymakam ise nazeketten dolayida; ne gerek vardi, zahmet etmissin hic gereği yoktu gibi laflar söyler.
Bizim posoflu gayet sakin bir şekilde : ne zahmeti kaymakam bey, bir kolop yoğurt kaymakam bey icin ne bokturki!!!
KONUŞMANIN SIRRI
Bir gün çiftlikte sabana koşulan öküz, kurnazlık yapıp sahibine şöyle dedi:
-Ben hastayım. Yarın çalışamayacağım.
Ertesi sabah çiftçi de eşeğini sabana koştu. Akşam, öküz, eşeğe sordu:
-Nasıl, kolay oldu mu?
-Eh!..
-Patron bir şey demedi mi ya?
-Hayır.
Bunun üzerine o akşam da sahibine hasta olduğunu ve çalışamayacağını tekrarladı. Yine eşeği sabana koştular. Ve zavallı hayvan akşam perişan bir hâlde döndü. Öküz:
-Nasıl geçti, diye sordu.
-Eh, şöyle böyle.
-Patron yine bir şey demedi mi!
-Yok, demedi, ama bir ara baktım kasapla konuşuyordu.
POSOFLU
Kazanın hakimi ile çok samimi olan iki Posoflu, yine hakim ile birlikte sokakta yürürlerken, bunlardan birisi, karşıdan gelen bir kişiyi hakime göstererek:
-Hakim Beg buna beşyüzbin gaptırdım, sıçırt yarısını sen yiyeceksin der.
Öteki Posuflu hemen söze karışarak:
-Ola Hakim bege rüşvet mi teklif ediyirsin der. Hemen şu cevabı alır:
-Ola sen sus gendi eşşek mi, ağnamiyer mi?
TOPLAM 6 ziyaretçiBÖRKLÜ KONTROLÜ
|
|