1955-1960'LI YILLARDA YAŞANMIŞ GERÇEK BİR HAYAT HİKÂYESİDİR..
GENELEV...
MENDERES'İN TÜRKİYE'Yİ 'KÜÇÜK AMERİKA' YAPMAYA ÇALIŞTIĞI GÜNLERDE,
YANİ, 1955-1960'LI YILLARDA YAŞANMIŞ GERÇEK BİR HAYAT HİKÂYESİDİR...
***
MALATYA'NIN EN CANLI SOKAKLARINDAN BİRİ DE, GENELEV SOKAĞIDIR...
GÜNDÜZ CUMHURİYET BAYRAMI KUTLANMIŞTI... GECE SAAT 12'YE YAKLAŞTIĞI SIRADA İÇERİYE AĞIZLARINDA PİPO, SARI SAÇLI, UZUN BOYLU İKİ KİŞİ İLE BERABER ŞIK GİYİNMİŞ ŞİŞMAN BİR ADAM GİRDİ. BU İKİ YABANCI, 'UZMAN' SIFATIYLA BİR DOST MEMLEKETTEN GETİRİLMİŞLERDİ... BİR YILDIR YAKINDAKİ 15.000 NÜFUSLU BİR ANADOLU KASABASINDAYDILAR.......
GENÇ KAYMAKAMIN YÜZÜ BİRDEN KARIŞMIŞTI... BÖYLE BİR ŞEY OLAMAYACAĞINI, ARZU EDERLERSE FALANCA YERDEKİ 'TÜRK BARI'NA GİTMELERİNİ TAVSİYE ETMİŞTİ... BUNUN ÜZERİNE İKİ GENÇ, TERCÜMANLARINI DA YANLARINA ALARAK ÖNCE MALATYA'YA, SONRA DA FAYTONCUNUN REHBERLİĞİNDE BURAYA GELMİŞLERDİ... YANİ MALATYA GENELEVİNE!...
İLK DAKİKALARDA YADIRGADIKLARI BU YER, GİT GİDE HOŞLARINA GİTMİŞTİ. AKŞAMDAN BERİ 25 MÜŞTERİ SAVMIŞ OLAN KEZBAN, GRAMOFONA OYNAK BİR PLÂK KOYMUŞ, KIRMIZI MAYOSUNUN İÇİNDE DÖNÜP DURUYORDU... YABANCILAR KEZBAN'I SEYRETMEYE BAŞLADILAR. SONUNDA KEZBAN'I İŞARET EDEREK, TERCÜMANLARINA BİR ŞEYLER DEDİLER...
TERCÜMAN ÇAÇA KADINA:
-'MÖSYÖLER BAYANI İSTİYOR..'
TERCÜMANI DUYAN KEZBAN ADAMLARA ŞÖYLE BİR BAKTI... SONRA:
-'MÜTHİŞ YORGUNUM ANNE. MAZUR GÖRSÜNLER,' CEVAP TERCÜME EDİLİNCE, YABANCILARDAN UZUN BOYLUSU SERTLEŞEN SESİ İLE, 'NE DEMEK??? BÖYLE YERLERDE MÜŞTERİ REDDEDİLMEZ!' DİYE DİKLENDİ...
KEZBAN HİDDETLENEREK:
-'YORGUNUM EFENDİM!.. LÂFTAN ANLAMAZ MISINIZ SİZ?'
TERCÜMAN:
-'BU MÖSYÖLERİN KİM OLDUĞUNU BİLMİYORSUN GALİBA!.. HEM BİR OROSPU MÜŞTERİSİNİN ARZUSUNU YERİNE GETİRMEYE MECBURDUR.'
KEZBAN:
-'BEN OROSPUYUM AMA, BU MÖSYÖLER KİM OLURSA OLSUNLAR, ARZULARINI YERİNE GETİRMEYECEĞİM.'
DİĞER KADINLAR ŞAŞKIN ŞAŞKIN ONA BAKMAKTAYDILAR... KEZBAN'I O GÜNE KADAR HEP PARA CANLISI OLARAK DÜŞÜNMÜŞLERDİ!...
TERCÜMAN YEDİĞİ HAKARETİ HAZMEDEMEMİŞTİ:
-'SENİN GİBİLERİNİN HAKKINDAN POLİS GELİR!'
-'BUYRUN EFENDİM, POLİS İKİ ADIMLIK YERDE.'
ŞİŞMAN TERCÜMAN DIŞARI ÇIKTI. BİRAZ SONRA YAŞLICA BİR POLİSLE İÇERİ GİRDİ... ECNEBİLERE KARŞI DAİMA NAZİK OLMAYI, ONLARA KOLAYLIK GÖSTERMEYİ VAZİFESİNİN MÜHİM BİR DÜSTURU SAYAN POLİS, KEZBAN'A:
-'MÖSYÖLER SENİ ÇİFTETELLİ OYNARKEN BULMUŞLAR... DEMEK Kİ YORGUNLUK BAHANE... ŞU HALDE SEBEP NE KEZBAN?'
-'SADECE İSTEMİYORUM.'
-'FAKAT VAZİFENİ UNUTUYORSUN. SONRA SENİN İÇİN FENA OLUR!'
GENELEVİN DİLBERİ KEZBAN, ÂDETA DELİYE DÖNDÜ:
-'BANA HİÇ BİR ŞEY OLMAZ, POLİS BEY!.. ' 'BEN GAVURLARA OROSPULUK YAPMAM POLİS BEY!.. BENİ NİHAYET BURADAN BAŞKA BİR YERE SÜREBİLİRSİNİZ...''FAKAT SÜRÜLECEĞİM YER GENE TÜRK MEMLEKETİ DEĞİL MI?'
HERKES SUSUYOR, İKİ YABANCI ALIK ALIK BAKIYORDU...
KEZBAN İSE YUMRUKLARINI SALLAYARAK SÖYLENİYORDU:
-'BEN GAVUR OROSPUSU DEĞİLİM, POLİS BEY!... BEN TÜRK OROSPUSUYUM!..'
DİĞER KADINLAR BAŞLARINI ÖNLERİNE EĞMİŞLERDİ... YAŞLI POLİS İSE GÖZLERİNDEKİ ISLAKLIĞI GÖSTERMEMEK İÇİN, AĞIR AĞIR BAHÇEYE ÇIKARKEN KEZBAN HÂLÂ BAĞIRIYORDU:
-'BEN GAVURUN ALTINA YATMAM, POLİS BEY!.. BEN TÜRKLERİN OROSPUSUYUM!.. GAVURUN DEĞİL!'
***
KADERİN SİLLESİNİ YEMİŞ VESİKALI KEZBAN'IN, CILIZ ELLERİYLE ÜLKEMİZİ İŞGÂL EDEN GAVURLARA ATTIĞI YAMAN TOKADIN HİKÂYESİ BU..! İŞTE BÖYLE..!
BİR KAÇ DOLAR KAZANABİLMEK İÇİN, YABANCILARIN ÖNÜNDE EĞİLEN
-BÜTÜN POLİTİKACILARIMIZA...
-İŞADAMLARIMIZA...
-BÜROKRATLARIMIZA...
-MEDYA MENSUPLARINA...
-VE KEŞKE İNGİLİZLERİN İDARESİNDE OLSAYDIK DİYEBİLEN O ÇOK NAMUSLU(!) HANIM KIZLARIMIZA... VELHÂSIL, KADIN-ERKEK BÜTÜN VESİKASIZ OROSPULARIMIZA İTHAF OLUNUR..!
ve o şişman tercümanın adı neydi biliyor musunuz? TURGUT ÖZAL
FİKRİ GÜRDAL
Hani hep Osmanlı geçmişinden bahsederken, ŞANLI TÜRK geçmişi derler.
OSMANLI Hanedanı bu toprakların 600 yıllık tarihidir,
ama TÜRKLERİN geçmişi değildir..
Osmanli'nin gecmisi ve kokeni degisik milletlerden devsirilen , es olarak
alinan yabanci kadinlardan (sultanlardan) gelmistir...
Osmanli Devrini ve padisahligi, halifeyi ve hilafeti ozleyenlere sunulur !!!
Saygılarımla
AKAR DURU
1-İlk Osmanlı Padişahı Osman beyin annesinin Türk, Mo(n)gol veya Acem kökenli olduğuna dair rivayetler varsa da, bunlara ait bir kanıt bulunamamıştır.
Osman Beyin iki eşi vardı, Mal ve Bala Hatunlar. Her ikisi de Moğol asıllı idi. Babaları Edepli Ali'nin ismi Türkçe'ye çevrilirken başına bir şeyh ilavesi ile, Şeyh Edebali oldu.
2- Orhan Bey: Osman Bey'in Mal Hatun isimli eşinden doğdu. Eşleri Rum asıllı Horofira (Nilüfer Sultan), Rum Asporçe ve Rum Teodora.
3- 1. Murad: Horofira'dan doğdu. Eşleri Bulgar-Yahudi melezi Marya ve Bulgar Tamar.
4- Yıldırım Beyazid: Marya'dan doğdu. Eşleri: Sırp kökenli Olivera, Devlet Hatun, Bulgar Olga, Maria, Angelina ve Anita.
5- Çelebi Mehmed: Olga'dan doğdu. Eşleri: Sofia, Anna, Veronica.
6- 2. Murad: Veronica'dan doğdu. Eşleri: Nache de la Bazory (Fransız), Mara Despina, Stella.
7- Fatih: Mara Despina'dan doğdu. Eşleri: Rum Zaganoz paşanın kızı Kornelya, Anna, Helen, Tamara. Babası 2. Murad öldükten sonra annesi Despina'ya Selanik'teki bir manastırı (!) bağışlamıştır. Ferman Topkapı Müzesindedir.
8- 2. Beyazid: Kornelya'dan doğdu. Eşleri: Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova. Öldürttüğü kardesi Cem Sultan'ın eşi: Trabzon Kralı Rum David Komnen'in kızı Anna. (Aşık Paşa Tarihi, Early Turkish Buildings in Trabzon - Selina Ballance, Mehmed der Oroberen Franz Babinger, Türkiyat 1951 - Tayyip Gökbilgin).
9- Yavuz Sultan Selim: Annesi (Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova... tartışmalı). Eşleri: Polonyalı Helga (Havza Sultan), Sırp Aleksandra (Ayşe Sultan). Şimdi biraz ayrıntı gerekli: Yavuz, Padişah olur olmaz babası 2. Beyazid'i Havza'nın Abalar Köyünde boğdurarak öldürttü. Sırp kökenli Koca Mustafa Paşa'yı Sadrazam yaptı. Mustafa Paşa, Enderun-u Humayun'da (içoğlanlar gurubu) yetişmiş ve sonradan güzel bir çocuk olduğundan Beyazid'in erkek odalıkları arasına alınmıştı. Yavuz Sultan Selim ilk iş olarak 2 öz kardeşini ve 5 yeğenini öldürttükten sonra, sıra babasının diğer 8 karısından doğan kardeşlerine gelmiştir. Ağabeyi Korkut, Ahmed, Abdullah, Şehinşah, Alemşah, Şahsultan, Mahmut ve Mehmed ile karıları ve çocukları ile boğularak öldürüldüler. Buna rağmen Yavuz'un romantik bir tarafı da vardı: Bir erkek odalığına yazdığı şiir, hala edebiyat sayfalarını süsler: Şîrler (aslanlar) pençe-i kahrımda olurken lerzan, (titrerken) Beni bir gözleri âhuya zebûn (güçsüz, çaresiz) etti felek.
Yavuz, Koca Mustafa Paşayı'da boğdurttuktan sonra yine iç oğlanlarından devşirme Arnavut Yusuf Paşa'yı sadrazam yaptı. Mısır'ı fethetmeyi düşündüğünde, Mısır'da Kölemen'lerin idaresinde Ed Devlet-üt Türkiye isimli 267 yıllık bir devlet vardı. Konuşulan dil Türkçe idi. (Tarih-i Nişancı Mehmet Paşa, İstanbul, sayfa 83). Yavuz, Kölemen Devleti'ne 1517 de son verip dönerken, yolda giderayak Arnavut Yusuf Paşa'yı da boğdurtuverdi!
10- Kanuni Sultan Süleyman (Muhteşem Süleyman): Polonya'lı Helga'dan doğdu. Eşleri: Bir Rus papazının kızı Roksalan (Hürrem Sultan), Sicilya'lı Rozaline (Gülfem Hatun).
11- 2. Selim (Sarı Selim): Roksalan'dan doğdu. Yahudi Raşel (Nurbanu Sultan). Sarı Selim, kızı Esmahan'ı Hirvat kökenli Sokullu Mehmet Paşa ile evlendirdi. 1571 yılında onbinlerce Türk askerinin ölümüne malolan Kıbrıs'ı aldıktan sonra bütün ganimet saray mensupları ve savaşmayan Yeniçeriler arasında paylaştırıldı. Bütün bunlara ilaveten Yahudi banker Yasef Nassi Kıbrıs'a kral olarak tayin edildi. Hanedan sıkıştığında Yasef'ten borç para alabiliyordu. Tabii, yine Raşel'in ilişkileri sayesinde. Çünkü, Raşel'i bir cariye olarak Sarı Selim'e satan zaten Yasef Nassi idi... Şimdi en önemli konu, Osmanlılaştırma siyaseti gereği, Kıbrıs'a hangi toplumun yerleştirileceğ i idi. Bu sorun da, 10 bin kadar Yeniçeri Kıbrıs'a gönderilip, yerli halkın kadınları ile evlendirilip çözüldü. (Dikkat! Türk soylular yine yok! Yoksa bir TABU'ya mı temas ettim?..)
12- 3. Murat: Raşel'den doğdu. 130 cariyesinden 112 çocuğu oldu. Eşleri: Venedik'li Sofia Baffo (Safiye Sultan), Polonyalı Mona (Mihriban Sultan), Macar Ninuska (Nazperver Sultan), Rus Olga (Şahhüban Sultan), Romanyalı Meri (Fahriye Sultan). 3. Murat en sevdiği kızı Ayse Sultan'ı Sırp kökenli Kanijeli İbrahim Paşa ile evlendirdi.. .
13- 3. Mehmet: Sofia Baffo'dan doğdu. Eşi: Yunanlı Helen (Handan Sultan), İspanyol Sinderella Violetta (Mahpeyker Sultan). 3'cü Mehmet bir gecede 19 kardeşini birden boğdurmakla ünlendi... 24 kızkardeşini de Beyazıt'taki eski sarayın bir bölümünde hapsettirdi. Ne olur ne olmaz diye Sinderella'dan doğmus 15 yaşındaki öz oğlu Mahmut'u da boğdurtturdu. Helen'den doğan Ahmed'e dokunmadı. Sonra da Şehzade Mahmud'un annesi Sinderella'yı da öldürttü.
14- 1. Ahmet: Helen'den doğdu. Eşleri: Rum Evdoksia (Mahfiruz Sultan), bir Rum Papazının kızı Anastasia (Mahpeyker Kösem Sultan). İlginçtir: Öldürdüğü onbinlerce Türk'ün cesetlerini kazdığı çukurlara gömmesi ile ün salan ve bu yüzden Kuyucu Murat Paşa lakabına sahip Sırp kökenli içoğlanı, Ahmet I. tarafından sadrazam yapıldı. Kuyucu 1611 yılında öldüğünde yerine Rum kökenli Nasuh Paşa getirildi.
15- 1. Mustafa (Deli Mustafa): 3'cü Mehmed'in eşi Sinderella Violetta'dan doğdu. Eşleri: Bilinmiyor.
16- 2. Osman (Genç Osman): Evdoksia'dan doğdu. Henüz 13 yaşında iken annesi Evdoksia tarafından, Mariça ile evlendirildi. Kıza Meylişah adı takıldı. Esas ismi bilinmiyor. Nasılsa gözden kaçmış hocası, Ömer Efendinin de öğretisi ile çok sağlam değer yargılarına varabilen, iyi eğitilen, zeki bir çocuktu bu padişah. (Belki de tek!.. A.D.). Yapılmasını istediği ıslahat kısaca 5 maddede toplanıyordu:
a) Osmanlı Padişahları bundan böyle nikahla evlenecekler ve sadece nikahlı eşlerden doğan çocuklar padişah olabilecek.
b) Devlet-i Aliyye'yi dışarda temsil edecek kişiler bundan böyle yabancı soylu, devşirme olmayacaklar.
c) Savaşlarda daima dönme Yeniçerilerin önüne konup kırdırılan, düşmanı zayıflatıp Yeniçeriler'in işlerini kolaylaştıran, Devlet-i Osman-ı Ali'nin bir cihan devleti olmasında en büyük payı bulunan Anadolu Türklerinden bir Osmanlı Muhafız Ordusu kurulacak; kazan kaldırma, soygun, talandan başka bir işe yaramayan Yeniçeri Ocağı kaldırılacak.
d) Mel'anet yuvası Zenci Harem Ağaları ve cinsi çeşni olsun diye Enderun-u Hümayun denilen teşkilata sokulan Hıristiyan çocuklar tamamen dağıtılacak.
e) Sancaklar tek bir ahkam ile idare olunacak ve Al-i Osman'ın cümlesince hakir görülüp sadece savaşlarda yeniçerileri sakınmak için önde kırdırılan Anadolu Türk Halkına Devlet-i Aliyye'nin şevkat ve himayesi bahşolunacaktı r.
Tabii, bütün bu ıslahatlarin (reform) arkasında Hoca Ömer Efendi vardı. Islahata kendisinden başlaması gerektigini biliyordu. Bu yüzden hocasına Madema ki halife-i ruy-u zeminiz diye başlayarak kiminle NİKAH kıyabıleceğini sordu. Ömer Efendi Şeyhülislam Esat Efendi'nin kızı Akile'yi önerdi. İlk dafa bir Osmanlı Padişahı nikahla evlendiğinden, sarayın içi altüst olmuş fakat bu reform baslangıcı Genç Osman'ın da sonunu hazırlamıştı... İsyan ederek kendisini tahttan indiren ve çıplak olarak sokaklarda sürükleyen Yeniçeri'ler, önce ırzına geçtiler sonra da boğarak öldürdüler... Deli Mustafa yeniden padişah yapıldı...
17- Tekrar Deli Mustafa (15 numaralı paragrafta konu edildi).
18- 4. Murad: Anastasya'dan doğdu. Eşleri:Keti, Anna (Atifet Sultan), Helena (Cihannüma Sultan). Önce Enderun devşirmesi Kemankeş Arnavut Ali Paşa sadrazam oldu. Adet (!) oldugu üzere sonradan boğduruldu. Yerine yine Enderun devşirmesi Arnavut Mere Hüseyin Paşa getirildi. O da aynı akıbete uğradı. Yerine yine bir Enderun devşirmesi olan Abhaz Mehmet Paşa getirildi... Bir Ahi Türk'ü olan Şeyhülislam Hüseyin Efendi'yi de boğdurdu...
19- 1. İbrahim (Deli İbrahim): 4. Murad'ın kardeşi. Annesi Anastasya tarafından korunduğu için ölümden kurtulan tek kardeşi. Hayatı boyunca zındanda kaldığından akli dengesi bozulmuş bir padişah. Diğer kardeşleri, ağabeyi 4. Murad tarafından boğdurulduğundan, kendisine artan kimse kalmamıştı. Eşleri: Rus Nadya (Hatice Turan Sultan), Sırp Katrin (Saliha Dilaşub Sultan), Lehistanlı Yahudi Eva (Hatice Muazzez Sultan), Ermeni Maryam (Hümaşah Sultan - Bu şişman Ermeni kadın, fazla güçlenmeye başladığından Valide Sultan Anastasya (Kösem Sultan) tarafından boğduruldu..) İbrahim, Maryam'a Şam eyaletini bağışladı. Burada gülümsemeniz için bir mektubundan alıntı yapacağım. Mektup sadrazam Mehmet Paşa'ya yazılmış. Bugünkü Türkçe ile: Bre karpuz götlü pezevenk. Ecdadım Medine'ye bunca cevahir ve bunca paha biçilmez mal göndermiştir. Tiz, ademler gönderip, anda mevcut emval ve cevahiri getirtesin. Ve illa geciktirildiğ inde, senin derini soyup içine saman dolduracağımı bilesin...
20- 4. Mehmet (Avcı Mehmet): Nadya'dan doğdu. Eşleri: Rum Evemia (Emetullah Gülnüs Sultan), Korsika'lı Bella (Afife Sultan), Romanyalı Cesika (Güner Sultan), Ermeni Flora (Gülbeyaz Sultan), Rum Helen (Hatice Sultan).
21- 2. Süleyman: Katrin'den doğdu: Eşleri: Yok. Cariyeleri: Çok!..
22- 2. Ahmet: Lehistanlı Yahudi Eva. Eşleri: Giritli Rum Yeremiye (Rebia Sultan), Mora'lı Diana (Şayeste Sultan). Sadrazamları: Hırvat kökenlim Arabacı Ali Paşa, Arnavut kökenli Çalık Ali Paşa, Ermeni kökenli Mustafa Paşa, Bulgar kökenli Dimetokalı Sürmeli Ali Paşa)...
23- 2. Mustafa: Evemia'dan doğdu. Eşleri: Rus Vera (Mahfiruze Sultan), Sırp Mari (Hafize Sultan), Giritli Rum Aleksandra (Saliha Sultan).
24- 3. Ahmet: Rum Emevia'dan doğdu. Eşleri: Rum Margaret (Emetullah Sultan - Ahmet'in annesinin adı), İsabel (Gülnüs Sultan), Luize (Hüsnüşah Sultan), Janet (Mihrişah Sultan), İda (Rebia Sultan), Charlotte (Ümmügülsüm), Katerina (Fatma), Jenifer (Hümaşah), Betty (Hatice), Suzan (Rukiye), Elizabeth (Zeynep). (Topkapı Arşivi D. No.2808).
25- 1. Mahmut: Aleksandra'dan doğdu. Eşleri: Fransız Julienne (Hatem), Sicilyalı Lili (Raziya), Macar Maggi (Tiryal), Rus Olga (Verdinaz).
26- 3. Osman: Mari (Şehsuvar Sultan)'dan doğma. Eşleri: Sırp Olga (Ferhunde), Sicilyalı Olivya (Zerki). Cariyeler: Yok! Enderun oğlanları: Çok!
27- 3. Mustafa: Gürcü Janet (Mihrişah Sultan)'dan doğdu. Eşleri: Cenevizli Agnes (Padişahın annesinin adı, Mihrişah Sultan), Korsika'lı Elsa (Adilşah), Romanyalı Emily (Fehime), Gürcü Bijnav Poli (Aynülhayat), Lehistanlı Mona (Gülnar).
28- 1. Abdülhamid: İda (Rabia Sultan)'dan doğma. Eşleri: Fransız Aimee (Nakşidil), Bulgar Sonya (Saniyeperver) , Macar Meline (Şebsefa), Rus Aleksiyevna (Dilpezir), Rum Meri (Hümaşah), Ukraynalı Rudi (Nükhetseza), Cenovalı Afro (Beynaz), Venedikli Helen (Hatice), Sırbistanlı Marya (Ruhşah).
29- 3. Selim: Gürcü Janet (Mihrişah), Eşleri: Patricia (Afitab), Linda (Nefizar), Berti (Pakize), Alis (Tabisefa), Lisa (Hüsnümah), Rosa (Nurişems), Anna (Rafet), Magdalena (Ziybifer).
30- 4. Mustafa: Bulgar Sonya (Seniyeperver Sultan)'dan doğma. Eşleri: Flora (Dilpezir), Adela (Seyyare), Sofi (Peykidil, Gloria (Şevkidil).
31- 2. Mahmut: Fransız Aimee (Nakşidil)'den doğma. Eşleri: 17 tane olduğundan ben sadece birkaç tanesini sayacağım. (17'si de yabancı kökenlidir) Çingene Besime (Pertevniyal Sultan). Hamamlarda natırlık yapardı. Zorla hareme getirilip gözdeler arasına girdi. Sultan Abdülaziz'in annesidir. Ermeni Maryam: Tiyatrolarda kanto oynardı. Saraya alındı; çocuk doğurduğu için kendisine Hüsnümelek Sultan adı verildi. Rus Yahudisi Suzi (Bezmialem Sultan), Giritli Nora (Nuritab), Ukraynalı Olga (Tiryal). 2. Mahmut bir soyguncu çetesi haline gelen, yabancı dönmelerden yaratılmış bir Frankeştayn durumunda bulunan Yeniçeri Ocağını tamamen dağıttı. (Vak'ayi Hayriye). Bu ocak, 1362 yılında 1. Murad'ın çıkarttığı kanunla kurulmuştu.
Türk ve Müslüman kökenlilerin bu ocağa alınması yasaktı. (Otağ-ı Hümayun'da Türkler'e güvenilmezdi) . Afrikadan getirilen köleler dahi, sarayda muteber mevkilere kavuşabilirlerdi. Neyse, kurulduğundan 464 yıl sonra ortadan Anadolu Türk'ü (ücretsiz) askerlerin desteği ile kaldırıldığında, yerine, yine Hıristiyan kökenli dönmelerden oluşup Türkler'e yasak olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye adındaki teşkilat kuruldu. Türk'ler yine kazık yemişlerdi...
32- 1. Abdülmecid: Rus Suzi (Bezmialem Sultan)'dan doğdu. Eşleri: Safiraz (Cevdet Paşa Tezakir adlı yapıtının 2. cildinde Safiraz'ın Ermeni olduğunu yazıyor), Bezmara (Bezmican) kökeni bilinmiyor, Fransız Vilma (Şevkefza), Ermeni Verjin (Tirimüjgan - Abdülhamid'in annesi), Rum Karoli (Gülcemal - Vahdeddin'den önceki padişah Mehmet Reşat'ın annesi)
33- Abdülaziz: Hamam natırı Çingene Besime'den doğma. Eşleri: Camelya (Dürrünev), Asporce (Gevher), Anna (Edadil), Adela (Hayranidil) ve Alis (Nesrin). İlk kurulduğu 1481 yılından itibaren birçok evreler geçiren bugünkü Galatasaray Lisesi, çağdaş anlamda eğitim verebilmek için 1 Eylül 1868 yılında Abdülaziz tarafından Mekteb-i Sultani adında yeniden açıldı. Eğitim dili Fransızca idi ve Türkçe yasaktı. Amaç Enderun'a (Saray'a) adam yetiştirmek olduğundan lisan olarak Rumca, Ermenice, Latince, Fransızca, Almanca, Farsça, Arapça v.b. öğretilirdi. Ve yine 1481 yılından beri devam eden Türk öğrenci alma yasağı yine devam etti. Bu yasak nihayet Atatürk sayesinde, 1924 yılında kaldırılabildi. ..
34- 5. Murat: Fransız Vilma (Şevkevza Sultan)'dan doğma. Eşleri: Carmen (Cananiyar), Marone (Elaru), Elfi (Filiztan), Clarissa (Gevheri), Henna (Reşan) v.b.
35- 2. Abdülhamid: Ermeni Verjin (Tirimüjgan Sultan)'dan doğma. Eşleri: Lucien (Bedrifelek) , Sylvia (Behice), İliana (Biydar), Helga (Dilpeseni), Etienne (Emsalinur), Marica (Mezide), Sarah Müfika), Sevilla (Nazikade), Lester (Perveste), Rosanna (Safinaz), Ruth (Saliha), Meri (Naciya), Lisa (Sazkar).
36- Mehmet Reşat: Rum Sofi (Gülcemal Sultan)'dan doğma. Eşleri: 65 yaşında padişah olduğundan kayıtlarda kesinlik yok.
37- Vahdeddin (5. Mehmet): Abdülmecid'in karısı Henriet (Gülüstü Sultan)'dan doğma. Eşleri: Emine Nasik Eda ve saray bahçıvanının kızı Nevzut. Kökeni bilinmiyor; Çerkez olduğu iddiaları var.
aşağıdaki yazı AVEA, TURKCELL ve VODAFON 'yi karalama
kampanyası değildir. Her ne kadar ilk okunduğunda şüphe ile yaklaşılsa bile, olayı deneyince gördüm.Sizde mutlaka deneyin
AVEA, TURKCELL VE VODAFON KULLANANLAR
Telefonunuzdan hemen ##002# yi tuşlayın (Arayın, ekranınıza aktarma iptal
diye bir yazı gelecek) böylece yönlendirmeyi kaldırın. Yoksa size ulaşamayan
herkesten bir kontör düşecek... Ve bunu AVEA, TURKCELL ve VODAFON kullanan
herkese gönderin. Göndermezseniz siz aradığınızda sizden de kontör düşecek.
Eğer aradığınız kişinin telefonu da telesekreter ayarlı ise, dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' mesajı için bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz !!!
İşin garip olan kısmı bu değil aslında. Normal AVEA, TURKCELL ve VODAFON
hatlarında default (fabrika çıkışı) olarak ayarlı bir telesekreter yokken,
herkeste bu telesekreter otomatik olarak ayarlı geliyor!!! Yani sizin
hiçbir şeyden haberiniz yokken, çaktırmadan sizden intikamını alıyor.
Arkadaşınızı aradığınız ve ulaşamadınız mı? Hemen 1.5kontor. İki dakika sonra yine mi ulaşamadınız bir 1,5 kontör daha...
Ne uyanıkça değil mi? İşin daha da kötüsü kimsenin böyle bir uygulamadan haberi yok, herkes diğer operatörlerde olduğu gibi aranılan telesekreterin bedava olmasını bekliyor. Ne de olsa paralı olan bir uygulama otomatik olarak ayarli gelmez yanılıyor muyum?
Bu olayı iptal ettirmek ise daha da bir trajik komik;
AVEA, TURKCELL ve VODAFON'yi arıyorsunuz, durumu anlatıyor ve 'uyanık' olduğunuzu gösteriyorsunuz, onlar da size AVEA, TURKCELL ve VODAFON hatlı
telefonunuzdan ##002# 'yi aramanız durumunda tele sekreterin
kaldırılabileceğini anlatıyorlar.
Önemli Uyarı
Bu hepimiz için özellikle son yıllarda
Amerika' da yaygınlaşan çift yönlü
ayna kullanımı hakkında bir uyarıdır.
Kaldığınız otelin odasında
veya girdiğiniz soyunma kabininde
bulunan ayna acaba sıradan ve normal
bir ayna mı yoksa diğer taraftan birinin
sizi izlediği çift yönlü bir ayna mı?
Bunu anlamanın basit ve pratik bir yolu var;
parmağınızı tırnağınız ayna yüzeyine
gelecek şekilde aynaya
dokundurun.
Eğer tırnağınız ile tırnağınızın
aynadaki yansıması arasında
bir boşluk varsa Sorun Yok demektir,
bu normal bir ayna...
Eğer tırnağınız ile tırnağınızın aynadaki
yansıması arasında bir boşluk YOKSA,
yani tırnağınız ve aynadaki görüntüsü
doğrudan birbirine temas ediyorsa Dikkat
IZLENIYORSUNUZ.
Kendinizi ve sevdiklerinizi bir gün
iğrenç bir internet sayfasında
çıplak görmek istemiyorsanız,
dikkat edelim, özellikle hanımlar…
PRATİK BİRKAÇ BİLGİ
• Mutfak eşyalarının üzerindeki etiket izlerini yok etmek için, üzerlerine mobilya cilası serpip yumuşak bir bezle silin
• Fırınınıza sinmiş kötü yemek kokuları için; yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına yarısı sirke yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika için ısıtın daha sonra soğumaya bırakın.
• Gömlek yakalarındaki kirleri gidermek için, gömleği makineye atmadan önce yaka kısmına sabun sürüp 15 dakika bekletin.
• Tutkal lekelerini çıkarmak için, sirke ile ıslatıp, bol su ile durulanmalıdır.
• Masanızın üzerine damlayan mumları çıkarmak için lekenin üzerine neft döküp 5 dakika bekleyin sonra nemli bir bezle silin.
• Ellerdeki soğan ve sarımsak kokularını giderebilmek için yapılacak en iyi şey, haşlanmış patatesle ovmaktır.
• Çay lekesi:
Pamuklu ve yünlülerde: leke taze ise, ılık suya batırılmış bir bezle ovulur.
Eskimiş ise, içine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçası ile silinir.Ilık su ile çalkalanır.
• Bir yerdeki sigara dumanını yok etmek için hemen mum yakın
• Ütüde sararan elbise hemen oksijenli su ile silinirse sararan yerler kaybolur.
• Kuru bakliyatları bir gece önceden ılık suya koyun ve haşlarken içine biraz karbonat ilave edin
• Sürahinizin dibi kir tutmuş ise, içine bir avuç tuz ile sirke koyup çalkalayınız Tertemiz olacaktır.
• Buzdolabındaki nemi almak için, dolaba içi tuz dolu bir kap konur.
• Pişirdiğiniz kek kalıbından çıkmıyor ise, kabın altına ıslak bir bez yayarak biraz bekletin
• Konserve açıldıktan sonra cam kavanozda saklanırsa daha dayanıklı olur.
• Kristallerin ışıl ışıl parlaması için, yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın. Bu işlem kristalleri parlatacaktır.
• Sararan teflon tava ve tencerelerin içerisine bir miktar su ve birazda çamaşır suyu koyduktan sonra ateşin üzerinde kaynatın. İndirincede önce sıcak suyla daha sonra soğuk su ile iyice durulayın
• Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski görünümünü kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak suy doldurup sıkı sıkı sallayın
• Dibi tutan tencereleri bir gece suda bekletin, tencere daha kolay temizlenecektir.
• Musluklarınızı temizlemek için bez yerine eski bir naylon çorabı tercih edin sonuç daha mükemmel olacaktır.
• karnı baharın haşlama suyuna bir miktar süt katarsanız kar gibi beyaz olduğunu, hem de kötü kokmadığı fark ederisiniz.
• Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız üzerini düzleyerek biraz zeytin yağı ilave ederek uzun süre saklayabilirsiniz.,
• Yumurta lekesini çıkarmak için önce soğuk suda bekletmeli sonra ılık sabunlu suda yıkamalısınız.
• Pirinç ve bakliyatların saklanması için cam kavanozları tercih edin.
• Balık kokusunu çıkarmak için yıkama suyunun içine bolca kahve telvesi atın.Sonra bolca durulayın.
• Rafadan pişireceğiniz yumurtaların çatlamaması için kabın içine fincan tabağı koyarsanız,çatlamasını önlersiniz.
• Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla kabuklar, soyulacak yönün tersine sürtülür, veya kaynar suda bir dakika bekletilir.
• Patlıcanların acısını almak için, soyunca tuzlu suda bekletilir.
• Buzdolabından çıkardığınız yumurtanın akı ve sarısının birbirine karışmaması için hemen kırın.
• Sebzeleri tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.
• Sosislerin patlamasını önlemek için; fırın yada ızgaraya koymadan önce soğuk süte batırmanı yeterli olacaktır.
• Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın
• Taze ceviz lekesini elden çıkarmak içi, eller önce bir - iki dakika sirkeye batırılmış bir pamukla ovulur, sonra soğuk suyla ovulur ve yıkanır.
• Çamaşırdaki pas lekesi için lekenin üzerine limon damlatılıp ütülenir.
• Çikolata sosu hazırlanırken içine biraz kahve konursa tadı çok daha değişik olur.
• Kuş üzümlerini ayıklamak için, onları bir avuç unla ovuşturunuz ve kalın delikli bir süzgece atınız. Unla beraber çöplerde düşer.
• Zeytin yağı lekesini çıkarırken bir lokma ekmek içi yuvarlanıp lekenin üzerine gezdirilmelidir.
• Soğanların üzerine biraz un serpilirse kavururken kararmaz.
• Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırınca tencereye birkaç parça çiğ patates atın, fazla tuzu çekecektir.
• Soğan soymaya başlamadan önce parmaklarınızı sirkeye batırırsanız, soğan kokusunun elinize sinmediğini göreceksiniz.
• Yumurtaları kolayca soymak için, kaynar sudan çıkardıktan sonra hemen soğuk suya tutulup biraz bekletilir.
• Evde ortaya çıkan karıncaları yok etmek için kahve telvesi kullanmanız iyi sonuç verecektir.
• Parlaklığını kaybeden çelik tencereler ısıtılmış sirke ile ovulup sonra iyice durulanır, ve bir bez parçası ile parlatırsanız tencereniz pırıl pırıl olur.
• Etleri limon suyu ile pişirirseniz hem çabuk hem de lezzetli olur.
• Mantar sotelenirken tencerenin kapağı açık olursa, hem mantarların suyunu vermesi hem de kararması önlenir.
• Süte biraz karbonat atarsanız hem çabuk bozulmaz hem de kolay hazmedilir.
• Ekmeğin küflenmemesi için ekmek kutusuna biraz tuz koymayı ihmal etmeyin.
• Pastaların daha gevrek olması için hamurun içerisine bir çay kaşığı tuz atın (tatlı - tuzlu farketmez)
• Bir kumaşı benzin yada başka bir leke çıkarıcı ile silmeden önce oldukça tuzlu bir su ile silerseniz leke çıkarıcı iz bırakmaz.
• Eğer örtünüze meyve suyu dökülürse hemen tuz serpin ilk yıkamada çıkacaktır.
• Ağız kokusu için kahve çekirdeği çiğneyin.
• Cam tencerede yemek pişirirken kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyi limon kabuğu ile silinir.
• Teflon tavanızda oluşan lekeleri temizlemek için bir bardak suya iki çorba kaşığı karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Bunu tavanızın içine dökün 10 dakika kaynatın.
• Lavaboyu temizlerken tuzla bastırarak silince hem iyi temizler hem de kokuları giderir.
• Uzunca bir süre kullanılmayan eski çaydanlıkların kötü kokusunu gidermek için içine bir parça kesme şeker koyun.
• Pilavınızı tekrar ısıtırken bir kabın içine su koyup bu kabın üzerine pilav tenceresi koyularak ısıtılırsa pilav taneli kalır tazeliğini muhafaza eder.
• Patates pişirirken suyuna bir kaşık sirke konursa hem rengi sarı kalır hemde daha lezzetli olur.
• Halının rengini canlandırmak için en son suyuna sirke konur.
• Çizik zeytin yağ ve limonla servis esilirse daha lezzetli olur.
• Sütü ocağa koymadan tencere soğuk suyla çalkalanırsa süt kaynarken dibine yapışmaz.
• Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve temiz yıkandığını göreceksiniz.
• Renkli gömlekler yıkanmadan önce iki saat sirkeli suda bırakılırsa renkleri canlı olur.
• Yoğurdu sulandırmak için tahta kaşıkla üstten almak gerekir.
• Elbiselerin fermuarları yıkarken bozuluyorsa makineye atmadan önce kapatılır.
• Kapılarınız veya çekmeceleriniz bir müddet sonra itsenizde çeksenizde kapanmaları zorlaşır. Kapınızın, çekmecenizin sürten kısmına vazelin sürün.
• Baş ağrısı için: Kahve çekirdeğine limon suyu sıkın yavaş yavaş yiyin. (Birkaç tane)
• Mantar kapaklı şişeleri yatık vaziyette saklamalısınız.
• Sarap şiselerinin mantarını tekrar şişeye geçirmek için: Mantarı kaynar suyun içine atın.
• İçkilere güzel tat ve görüntü vermek için: Buzu dondururken buz kabının içine kiraz, nane yaprağı, yeşil zeytin vs. koyup dondurun.
• Buz dondururken: Suyu kaynatın, soğuyunca buz kalıplarına koyup dondurun. Buzlar daha canlı kristal gibi görünür. Kaynamış suda oksijen azalır... Buda buzun mat görünmemesini sağlar.
• Dişlerinizi doğal temizleyin: Çileği ezin diş fırçanızın üzerine koyun diş etlerinize kompres yapın. Sonra dişlerinizi fırçalayın.
• Küçük yanıklar için: Temiz bir süngeri hafifçe ıslatın buzdolabınızın derin dondurucu bölümüne koyun. Yanmış yerin üzerine hafif hafif kompres yapın.
• Ağız kokusu için: Kahve çekirdeği çiğneyin.
• Arı, sivri sinek sokmalarına karşı: Kesme şekeri hafif ıslatın sokulan kısmın üzerine hafifçe bastırın zehir’i alır ve kaşınmayı şişmeyi önler.
• Fermuarlar sıkışırsa: Kurşun kalemle fermuar dişlerinin üzerini karalayın.
• Gözlük camları: Gliserin ile silerseniz buğulanmadığını göreceksiniz.
• Ayakkabılarınız ayağınızı sıkıyorsa: Bir bardak saf alkolü ayakkabınızın içine dökün. İyice derisine yedirin ve giyin. Derisi ayağınıza göre açılacaktır.
• Cam sil ile deri ayakkabılarınızı silmeyi hiç denediniz mi?
• Çiçekleriniz için, haşladığınız yumurtanın suyunu saksıya dökün.
• Gülleriniz boyunlarını bükerse, ilk önce sıcak suya sonra soğuk suya batırın.
• Sigara küllerini saksınıza koyarsanız yapraklardaki kurt böcek vs. yok edersiniz.
• Kapılarınızı vs. cila yaparken: Cila olmamasını istediğiniz yerlere vazelin sürün buralara cila taşarsa bile kuruyunca çok kolay çıkarabilirsiniz.
• Akü başları oksitlenirse cola sürerseniz oksitlenmeyi önlersiniz
• Fareleri kaçırmak için nane yağını bir karton parçasının üzerine sürün farelerin geldiği yere koyun.
• Boya fırçaları sertleşmiş ise kaynamış sirkeli suda bekletin yumuşadığını göreceksiniz.
• Elinize uhu yapıştırıcı bulaşırsa, asetonla silin
• Mangal ızgaranızı temizlemek zordur: Ilıkken cam sille temizleyin veya ılıkken nemli gazete kağıdına sarın bir müddet sonra sertleşmiş artıkların yumuşadığını göreceksiniz.
• Boya kokusunu gidermek için iki büyük baş soğanı soyup ikiye bölün suyun içine atın bunu da kokulu odaya koyun.
• Cam kırıklarını temizlersiniz fakat kıymıkları göremezsiniz bunu da temizlemek için ıslak pamuk imdadınıza yetişir.
• Ağzı dar şişe kavanoz temizlemek için biraz deterjan biraz su bir kasık pirinç çalkalayın
• Balık kokan tavayı limonla bir güzel ovalayın ve yıkayın.
• Kesik limonu nasıl saklarsınız: Küçük bir tabağa toz şeker serpin, kesik tarafı şekerin üzerine gelecek şekilde koyun iki hafta limon kurumadan saklanır.
• Ampülün üzerine biraz parfümünüzden sıkınız yakıldığında mis gibi kokar odanız.
• Patates haşlarken: Haşlama suyunun içine bir kaşık margarin koyun patateslerin vitaminlerini kaybetmemiş olursunuz. Aynı zamanda patatesler daha çabuk.
• Soyulmuş patateslerin kararmadan saklanabilmesi için: Saklanacak kabın içine su, bir tutam tuz koyun. Buzdolabında saklayın gerektiği zaman suyla yıkayıp kullanın.
• Pastaların daha gevrek olması için: (tatlı*tuzlu farketmez): Hamurun içine bir çay kaşığı tuz atın.
• Dereotonu saklamak için: Temiz bir havluya kaplayacak şekilde sarın, bu şekilde naylon torbaya koyup buzdolabına saklamaya bırakabilirsiniz.
• Tazeliği gitmiş pörsümüş yeşillikleri canlandırmak için: İki kaşık limon suyu karıştırılmış buzlu su dolu kabın içine koyun 1 saat buz dolabında bekletin.
• Yeşil sebzelere renk veren, klorofil maddesidir. Pişirdiğinizde sebzelerin bu yeşil rengi daha az kaybetmeleri için, önce bol buzlu suda bekleterek, klorofilin sabitleşmesini sağlayın.
• Soğanları kızartmadan üzerlerine biraz un serperseniz, kavururken kararmazlar.
• Börek üzerinin kızarması için üzerine yumurta sürülür, evde yumurta kalmamışsa, biraz yoğurdu bir yemekkaşığı yağla karıştırıp sürün, güzel bir renk olduğunu göreceksiniz.
• Yeşil salata ve marulun yapraklarını yıkadıktan sonra bıçakla keserek doğramak yerine, elinizle koparın. Böylece vitamin kaybını önlemiş olursunuz.
• Reçel yapacağınız meyvaları iyice yıkayıp kurulamalısınız. Karıştırırken mutlaka tahta kaşık kullanmalısınız. Şekerlenmeyi önlemek için limon tozu yerine, limon suyu kullanın. Kavanozlara koyduğunuzda iyice soğumadan ve üzerindeki hava kabarcıklarını kağıt havlu ile almadan kavonozun ağzını kapatmayın. Reçellerinizi serin ve karanlık yerde saklayın.